Vizyoner Sultan’la Geleceğe Dönüş

Fransız Mühendis Ferdinand Arnodin Mart 1900 tarihinde “Compagnie Internationale du Chemin de Fer de Bosphore” şirke­ti adına İstanbul’u bir demiryoluyla çevrelemeyi, Asya ve Avrupa’yı iki boğaz köprüsüyle birbirine bağla­mayı teklif etmişti. Sultan’a sunulan haritada yeni yollar ve köprüler bü­tün ayrıntılarıyla belirtilmişti. Pro­jenin ilk gayesi Asya ile Avrupa ara­sında kesintisiz demiryolu ulaşımını sağlamaktı. İlk köprü Üsküdar ile Sarayburnu’nu birleştirecekti. Hay­darpaşa’da biten demiryolu oradan Üsküdar’a kadar uzanacak ve köprü­nün üzerinden İstanbul-Edirne hattı­na bağlanacaktı. İkinci köprü ise çev­re yoluyla Bostancı-Bakırköy hattına işlerlik kazandıracak olan Rumeli Hi­sarı-Kandilli arasında inşa edilecekti.

İki köprü de Paris’teki Eyfel Kule­si’nde kullanılan çelik teknolojisiyle yapılacaktı. Arnodin’in köprülerinin etkileyici büyüklüğü ve alışılmışın dışındaki mimarileri şehrin silueti­ne yeni unsurlar ekleyecekti. Özel­likle Sarayburnu ile Üsküdar ara­sındaki köprü İstanbul’un girişinde heybetli bir kapı mahiyetinde ola­caktı. Asma köprü biçiminde düşü­nülen yapı, sahilden 130’ar metre uzaklıktaki iki payanda üzerine otu­racak; ortasında bir büyük payanda daha olacaktı. Köprünün karaya ya­kın iki ayağı arasındaki mesafe bin 700 metreydi. Köprünün orta ayağı­nın 32 metre derinlikteki deniz ta­banına oturtulması planlanmıştı. Denizden yüksekliği 50 metre olan köprünün altından bağlanacak iki teleferikle tren vagonlarının taşın­ması hedefleniyordu. Ayrıca projede bazı İslamî motifler de bulunmak­taydı: taşıyıcı ayakların tepeleri­ne minik kubbeler yerleştirilmiş, köprünün ayakları minareli ca­milere benzetilmiş yapılar­la sağlamlaştırılmış­tı. Minareler 16 metre yüksekliğinde olduğundan seyredenlere bir dizi küçük cami hissi verecekti.

Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…

Benzer konular