Nizamnâmelerdeki sanal kadınlardan İttihad ve Terakki Kadın Şubesine: Jön Türklük ve “KADIN”

Jön Türk hareketinin önemli özel­liklerinden biri de “kadın”ın 1889 ilâ 1908 yılları arasında yaşanan bu sü­reçte çok az görünürlüğe sahip olması­dır. Jön Türklüğün en önemli örgütü olan Osmanlı İttihad ve Terakki Ce­miyeti’nin 1895’te neşrolunan nizam­nâmesinin 1. maddesi “kadın ve erkek bilcümle Osmanlılardan mürekkeb” bir örgütün teşekkül ettiğini vurgula­mıştı. Yeniden örgütlenme sonrasında faaliyete geçen Osmanlı Terakki ve İt­tihad Cemiyeti’nin 1906 yılında ka­bul edilen Nizamnâme-i Esasîsi’nin 6. maddesi de benzer şekilde “bilâ tefrik-i cins ü mezheb, kadın ve erkek bilcüm­le Osmanlılar Cemiyete âzâ olabilirler” hükmünü taşıyordu.

Dönemin şartları çerçevesinde li­beral olarak yorumlanabilecek bu yaklaşıma karşılık örgütte “kadın”ın görünürlüğü uzun süre son derece sı­nırlı olmuştu. Örneğin, aynı dönem­de faaliyet gösteren Daşnaktsutyun ile bir karşılaştırma yapacak olursak, Jön Türklük, Ermeni İhtilâlci Federas­yonu’nun bizzat kuruluşunda rol oy­nayan Natalya ve Satenik Matinyan, Osmanlı Bankası baskınının organi­zasyonunda aktif görev alan İshuki Tiryakyan, Sultan II. Abdülhamid’e bombalı suikast girişimine katılan Rubina Areşyan ya da örgütün Van teşkilâtınının liderlerinden Hamaspur Mirzoyan benzeri kadın figürlere sahip olmamıştı.

Benzer konular