I.Dünya Savaşı sonrasında yaşanan keskin kopuşun ardından, istese de istemese de Osmanlı’nın varisi olan Türkiye ile Arap dünyası arasındaki sorunlar hâlâ çözülebilmiş değil. Sadece tarafları değil İslâm dünyasının kaderini de etkileyen bu sorunun çözümünde ortak tarihî tecrübeden istifade etmek mümkün mü? Bu noktada tarihçilere nasıl bir görev düşüyor? Sorularımızı 40 yıllık bir emeğin ürünü olarak geçtiğimiz aylarda yayınlanan Osmanlı Arapları: Hilafet-Siyaset-Milliyet (1798-1918) kitabının yazarı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’a yönelttik.