Sudan’ın etnopolitik krizleri, Arap-Afrikalı ayrımının ötesinde köklü tarihî faktörlere dayanmaktadır. Mehdi İsyanı sırasında bütünleşen Sudan’da İngiliz sömürge idaresinin bu bütünleşmeyi bozması, ülkenin güneyini kuzeyden koparan stratejiler izlemesi ve “yerli yönetim” adı altında kabile rekabetini kızıştırması, modern Sudan Devleti’ni kırılgan bir zemin üzerine yerleştirmiştir. Bağımsızlıktan sonraki Sudan hükümetleri ise bu tabloyu tersine çevirmek isterken merkezîleşmeyi arttırmış, Arap-İslâm kimliğini devlet inşasının temeline yerleştirmiş ve çevredeki halkları göz ardı etmiştir.
