Osmanlı sarayında kandil geceleri, semaya çekilen bir dua, topluma uzanan bir merhamet eli ve devleti temsil eden ışıklı bir köprüdür. Bu kutlu geceler, dinî duygularla siyasî gücün, toplumsal temsilin ve estetik inceliğin buluştuğu anlar olarak asırlar boyunca yaşatıldı. Bugün hâlâ minarelerden süzülen o narin ışıklar, bir zamanlar padişahın kandil alayıyla yürüdüğü yolları, Ayasofya’da yankılanan ilahileri, sadaka taşlarına bırakılan keseleri ve mahyaların hatlarını aydınlatmaya devam belki de! Çünkü kandil ışığı, sadece geçmişin değil, geleceğin de yolunu aydınlatan bir hafızadır.