Osmanlı’dan Ahidname Almak İçin Venedik Kutsal İttifak’tan Ayrıldı

Osmanlı coğrafyasındaki ticarî varlığı Osmanlı öncesi dönemlere dayanan Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı egemenliğine girdikten sonra da bu topraklarda varlığını devam ettirmek istedi. Bunun için ne tür teşebbüslerde bulunmuştu?

Osmanlı Devleti, Akdeniz etrafındaki yayılma sürecinde Venedik Cumhuriyeti’nin aleyhine olmak üzere sınırlarını genişletmiştir. Bu durum Venedik Cumhuriyeti’nin temelde iki şekilde reaksiyonuna neden olacaktır. Venedikliler öncelikle Osmanlı kontrolüne geçmiş olan yerleri askerî yollarla geri almak istemişse de bunun için gerçekleştirdikleri girişimler büyük ölçüde başarısızlığa uğramıştır. İlaveten, Osmanlı Devleti’nin saldırılarına karşı koyma hususunda da başarısız olduklarını söyleyebiliriz. Askerî olarak Osmanlı Devleti’ne karşı koyamayacaklarını anladıklarında ise barış yoluna gitmiş, bunun için de ciddi miktarlarda haraçların/tazminatların da olduğu ödemeleri yapmaktan imtina etmemişlerdir. Osmanlı Devleti için ise Akdeniz’deki esas düşman İspanya olduğundan, istediklerini almak şartıyla, Venedik’e ahidname vermişler, barışın bir semeresi olarak gördükleri ticaretin kanallarını açık tutmuşlardır. Venedik Cumhuriyeti de bu sayede Osmanlı egemenliğindeki bölgelerdeki ticarî varlığını devam ettirebilmiştir.

Venedik Cumhuriyeti’nin Osmanlı denizcilik tarihi açısından ehemmiyetini genel hatlarıyla nasıl tanımlayabiliriz?

Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki en büyük rakiplerinden biridir. Osmanlı, Akdeniz ve Ege’deki birçok ada ve kıyı kalesi/şehrini Venedik Cumhuriyeti’nin elinden almış, akabinde de bu yerlerdeki denizcilik birikiminden istifade etmiştir. Osmanlı donanmasının yapılanmasında, tersanedeki inşa faaliyetleri ve yönetimde, seyrisefain usüllerinde, denizcilik uygulamalarında ve deniz ticaretinde Venedik etkisinden söz etmek mümkündür. Osmanlı belgelerinde, Venediklilerin denizcilik ilmindeki maharetlerine sıkça yapılan atıflar bununla ilişkilidir.

Buna mukabil, Venedik Cumhuriyeti de benzer şekilde Osmanlı denizcilik faaliyetlerini yakından takip etmiştir. Günümüzde Venedik Devlet Arşivi’nde muhafaza edilen, Venedik baylos ve konsoloslarının kaleme aldığı çok sayıda rapor, Osmanlı tersanesi ve donanması hakkındadır. Osmanlı donanmasındaki gemi mevcudiyeti, gemilerin büyüklüğü, yaşı, taşıdıkları top miktarı; Tersâne-i Âmire dışındaki imparatorluk tersanelerindeki gemi inşa faaliyetleri yahut kaptan paşaların evsafı gibi hususlara bu raporlarda sıkça rastlamak mümkündür.

Bu hususta şunu da ilave etmek isterim, Osmanlı deniz hukukunun gelişiminde de Venedik Cumhuriyeti’nin etkilerinden söz etmek gerekir. Taraflar arasındaki münasebetlerin yoğunluğu, birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin halli noktasında yapılan girişimlere -ki bunlar içerisinde şeyhülislamdan fetva talep etmek de mevcuttur- sonraki dönemlerde Venedik’e verilen ahidnamelerde rastlamak mümkündür. İki taraf gemilerinin denizlerde karşılaştıklarında tabi olacakları kurallar, korsanlık ve deniz sınırı mevzuları ile deniz kazalarına ilişkin hukukî düzenlemeler bu cümledendir.

Devamı Derin Tarih Aralık Sayısında…

Benzer konular