100. Yıldönümünde Mondros Mütarekesi

18 Mart 1915 günü Çanakkale’yi geçmesine izin vermediğimiz zırhlılardan birinin kaptan köşkündeyiz. Akdeniz’deki İngiliz filosu komutanı Amiral Calthorpe, Osmanlı’nın Bahriye Nazırı Rauf (Orbay) Bey ile karşı karşıya oturmaktadır. Bir ara müzakereler en kritik madde olan 7. maddede takılacak gibi olur. Bunun üzerine kurt amiral bir hamle yaparak İstanbul’un İtilâf Devletleri tarafından bir deniz üssü olarak kullanılmasını ve Osmanlı liman ve tersanelerinde İtilâf gemilerinin onarım kolaylıklarından yararlanmasını öngören 9. ve Toros tünellerinin işgalini öngören 10. maddelerinin değiştirilmeden kabul edilmesi şartıyla 7. maddenin metinden bütünüyle çıkarılmasını teklif eder. Fakat Osmanlı heyet üyeleri, 9. maddeden İstanbul’un çıkartılması konusuna öylesine odaklanmışlardır ki teklifin kritik önemini kavrayamamışlardır. Oysa 9. maddeden “İstanbul” kelimesinin çıkarılması bir şey değiştirmiyordu; zira 8. madde zaten aynı gayeye ulaşılmasına imkân tanıyordu. Bunu fark eden Amiral Calthorpe, makro hamlesini yaparak 9. maddeden “İstanbul” ile ilgili bölümün çıkarılmasını 7. maddenin mütareke metinde kalması şartıyla kabul etti. Osmanlı heyet üyeleri ise bu büyük fırsatı kaçırarak 7. madde konusunda ancak hükümetin görüşünü aldıktan sonra bir düzenleme yapılabileceğini söylediler. Lozan’daki Lord Curzon gibi diplomatlığın biraz da aktörlük olduğunu ispatlarcasına Calthorpe buna, suni bir sabırsızlık ve kızgınlık gösterisi sergileyerek karşı çıktı. Fakat heyet başkanımız Rauf Bey böyle bir konuda hükümet talimatı olmadan karar veremeyeceklerini bildirdi. Nihayet anlaşmanın imzalanacağı 30 Ekim’de İstanbul’dan gelen cevapta 7. maddenin İstanbul istisna tutulmak şartıyla kabulü uygun görüldü. İngilizler gökte ararken yerde bulmuşlardı. Prof. İhsan Şerif Kaymaz’ın dergimizde okuyacağınız yazısından aktardığımız bu çarpıcı sahne, Ege Denizi’ndeki Limni adasının Mondros limanına demirleyen Agamemnon zırhlısındaki bir masa başında bir cihan devletinin nasıl tasfiye edildiğini acı bir şekilde gösteriyor. Öte yandan dergimize iddialı bir mülakat veren Kemal Tahir’in dostu Cengiz Yazoğlu Mondros öncesine uzanarak Osmanlı’nın tasfiyesinin daha Kudüs’ün kaybı (1917) ve Filistin bozgunuyla (1918) başladığını, burada yenilen paşaların her nasılsa Cumhuriyetin kurucuları oldukları iddiasını dile getiriyor. Bu çarpıcı söyleşiyi mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Keza değerli yazarlarımız Mustafa Budak ve İsmail Kara da kapak dosyamıza değerli katkılarda bulundular. Böylece 100. yıldönümünde Mondros Mütarekesi’ni sebep ve sonuçlarıyla işlemiş bulunuyoruz. Yine dopdolu sayılarda buluşmak dileğiyle, hayırla kalınız efendim.

Mustafa Armağan

Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Benzer konular