Doğuyu Uzak Gösteren İcat: Teleskop Veya Dürbün

Geçen ayki yazımızda teleskop ve dürbünün aynı mânâya gelen biri Batılı, diğeri Doğulu iki kelime olduğunu söylemiş ve ne hikmetse ıstılahta tefrik edilirken Batılı olanın kayırıldığına ve gelişmiş dürbünlere teleskop adı verildiğine dikkat çekmiştik. Dürbün kelimesinin bahtına ise binoküler teleskopların elde taşınabilenlerine isim olmak düşmüştü. Aslında Farsça kökenli olması hasebiyle büsbütün talihsiz değildi dürbün. Arapça olsaydı binoküler teleskopları isimlendirme talihi şöyle dursun, yazılması yasaklanır, kelimeyi kullananın diline de en acısından biber sürülürdü. Peki neden dil bilimcilerimiz buzdolabı, bilgisayar gibi bir isim de bu icada vermemişlerdi? Akıllarına mı gelmemişti? Olacak iş değil. Yok gelmişti de diğer bazı uydurukça kelimeler gibi doğar doğmaz ölüp gömütlükte (mezarlık) yerini mi almıştı? Sadri Maksudî Arsal 1930 yılında Türk Dili İçin adında bir kitap kaleme alır. Mustafa Kemal de harf inkılabının üzerinden iki yıl geçmişken böyle bir kitap yazılmasından büyük heyecan duyar ve kitabın başına eklenen şu cümleleri sarf eder: “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Kurtaramadılar! Denediler ama olmadı! Halbuki aynı senelerde Hakimiyet-i Milliye olan adını değiştirme millîliğini gösteren Ulus gazetesinde yer alan bir habere göre Başbakan İsmet Paşa dönemin önde gelen fikir ve sanat adamlarının bir araya gelerek bir sözlük ortaya koymalarını ister. Bu toplantıya Dârülfünun’dan da pek çok bilim adamı davet edilir. Büyük bir heyecanla işe girişilir.

Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında… 

Benzer konular