Hatıratlara Nasıl Güveneceğiz?

Başbakanlık ve Serbest Cumhuriyet Fırkası Genel Başkanlığı gibi iki son derece mühim mevkii işgal ederek yakın tarihimize mührünü vurmuş olan Ali Fethi Okyar hakkındaki araştırmalar son derece yetersiz. Buna mutlaka hataları da ilave etmek gerekir. Nitekim 9 Ağustos 1930 tarihinde kader arkadaşı olan Gazi Mustafa Kemal’e yazdığı mektubunun Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak’ın Atatürk’ten Hatıralar’ındaki şekli maalesef pek çok hata ile malûl.

1930’lu yıllarda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapmış birinin hatıratı tarihçi açısından her bakımdan mühimdir. Lakin ya yayıncının dikkatsizliği veya hatırat sahibinin vurdumduymazlığı sebep olmuş olmalı bu mühim mektuptaki faciaya.

Okyar ailesi tarafından neşredilen Serbest Fırka Hatıraları adlı eserdeki aslıyla karşılaştırdığımda Soyak’ın kitabındaki vaziyet iç açıcı değildi. Bu nasıl yayına hazırlamaktı böyle? Her satırında hatalar ben buradayım diye adeta bağırıyordu. Kimse görmemiş mi bunları? Okumamış mı?

Altı üstü iki sayfalık bir mektupta mebzul miktarda hata acaba eserin diğer kısımlarında ne potlar kırılmış? Sorusunu akla düşürüyor ister istemez. Ben aşağıdaki hata hasılatını rafa dizene kadar yoruldum. Diğerine de erbabı baksın bir zahmet. Bakarsa tabii…

Mektuptaki yanlışları, hatıratın müteakip baskısında düzeltilmesi umuduyla aşağıya sıralıyorum. Ancak iki notum var:

Not 1) Hatalar o kadar fazla ki karışıklık olmasın diye mektubun satırlarına kendim numara verdim.

Not 2) Soyak’ın metninde mektubun sadeleştirildiğine dair bir uyarı yapılmadan sadeleştirmeye gidilmiş olması tuhaftır. Bu sebeple yüksek müsaadelerini/müsaade-i celilelerini; iptidai maddeler/mevadd-ı iptidaiye; münakaşa hürriyetini/hürriyet-i münakaşayı gibi “habersiz” sadeleştirme örneklerini listeye almadım. Keza izafet kesresi yerine kullanılan tire (-) işaretinin konulmadığı zatı/zat-ı gibi örnekleri de dahil etmedim. Böylece listemiz sadece okuma hatalarına inhisar etmiş oldu.

Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında… 

Benzer konular