Kısıklı Geceleri Direniş ve Diriliş Ruhu

Yüzlerce 15 Temmuz gazimizden biri Meh­met Sidar. Kısıklı mey­danında beni bulan aydınlık yüzlerden sadece biri. O darbe gecesi, adı son­radan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapılan Boğaziçi Köprüsü’nün girişini tut­muş askerlere yaklaşırken yanı başında bir şarapnelin nasıl patladığını, üç kişiyi delip geçen zırh delici mer­minin dehşetini, yaralıları azimle geriye taşımayı va­zife bilen kahraman bir mo­tosikletli genci -ki maalesef onu da şehid etmiş hain­ler- bütün bunlara rağmen ateşin üzerine üzerine gi­dişlerini kâh masayı yum­ruklayarak, kâh üzerine bayrak örttükleri gencecik şehidlerin fotoğraflarını cep telefonundan göstererek bi­teviye anlatıyor… Kısıklı meydanında ku­rulan stantta konuşmalar kesintisiz devam ediyor. Sel gibi akan kalabalık selam olup, kelam olup, rüzgâr olup esiyor karton çay bar­daklarının istilası altında­ki ufacık masamıza. Ve gazi anlatıyor. Dinliyorum ve an­lattıkları karşısında dayana­mayıp soruyorum: “Bir arslana bile tüfek doğrultsan kaçar, hâlbuki siz nasıl oldu da silahların, tankın üzerine üzerine gi­debildiniz? Hiç mi korkma­dınız? Yoksa eskiden de mi bu kadar korkusuzdunuz?” Gülüyor soruma muhata­bım ve meydanın üstünde Âsım’laşıyor cevabı:

“Ne gezer abi, ben köpek havlasa korkan biriyimdir. Ama o gece, o gece ne ol­du bize hakikaten bilmiyo­rum. Kendimi tanıyamıyor­dum. Korkuyu yenmiştik adeta.”

Devamı Derin Tarih Temmuz Sayısında… 

Benzer konular