İslâm tasavvufunun asli unsurlarından Kâdirîliğin Bosna Hersek’te yayılmasında katkısı olan Silahtar Mustafa Paşa’nın ismiyle anılan tekke yahut halk arasındaki meşhur ismiyle Hacı Sinanova Kâdirî Tekkesi günümüzde de bu geleneği başarıyla temsil etmektedir. Saraybosna’nın kuzeyinde, Ramiza Osmanoviç Caddesi’ndeki Saraç Ali Camii’nin (Vrbanuşa Camii) haziresinin alt tarafındaki tekke halen aktif durumdadır.
Bir rivayete göre tekkeyi, IV. Murad’ın vezirlerinden Silahtar Mustafa Paşa’nın babası, Saraybosna’nın tüccarlarından olan Hacı Sinan, padişahın isteği üzerine inşa ettirmiştir. IV. Murad Bağdat’ı fethettiğinde yakın arkadaşı ve veziri olan Silahtar Mustafa Paşa’yı yanına çağırıp imparatorluk toprakları içinde tekkesi bulunmayan bir şehir olup olmadığını sorar. Vezir de Saraybosna’da sultanın arzu ettiği keyfiyette, yani zikir ve ibadetlerin dışında derviş ve yolcuların da konaklayıp karınlarını doyuracakları bir tekkenin olmadığını söyler. Bunun üzerine Sultan, vezirinin Saraybosna’da tüccar olan babası Hacı Sinan Ağa’ya büyük bir tekke inşa ettirmesi için bir ferman gönderirken, masraflar için gereken parayı da yollamayı unutmaz.
Kadı sicillerinde ise tekkenin bânisi olarak Silahtar Mustafa Paşa görünmekte, bu güzel eseri babası Hacı Sinan Efendi’nin arzusunu yerine getirmek için yaptırdığı ifade edilmektedir. Menkıbeye göre Hacı Sinan Ağa, tekkenin inşası için Milyaçka Nehri’nin sol kıyısında bir arazi satın almış lakin rüyasında bir ses ona tekkeyi burada değil de bugün bulunduğu yerde inşa etmesini söylemiştir. Böylece tekke hâlihazırdaki yerine inşa edilir.
Tekkenin giriş kapısı üzerindeki hilâl, buranın bir dinî mekân olduğuna dikkat çekmektedir. Yapı malzemesinde bulunan kaliteli yağlı kireç taşları sayesinde bugüne orijinal hali ve mimarisiyle ulaşmayı başaran tekke, Bosna’nın altın çağına ait kültürel mirasın değerli bir parçasıdır. Sarayın baş mimarı, aynı zamanda meşhur Bağdat Köşkü’nün de mimarı olan Arnavut kökenli Kasım Ağa’nın (ö. 1659) eseridir.