Sultan Abdülaziz ilk büyük gezisini bir Osmanlı memleketi olan Mısır’a gerçekleştirmiştir. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın, Sultan II. Mahmud zamanında isyan etmesi ve Avrupalı ülkelerin desteğini alması üzerine zor duruma düşen devlet, eyaletin kendi bünyesinde kalabilmesi için büyük çaba sarf etmişti. Sultan Abdülaziz Osmanlı’nın varlığını ve gücünü tekrar hissettirmek için buraya bir gezi düzenlemeyi münasip gördü.
Aynı tarihlerde Arap ülkelerinde başlayan milliyetçi hareketlere de bir cevap olabileceği düşünülen bu seyahat, hem memleket genelinde, hem de Avrupa’da büyük bir ilgi ve heyecanla karşılanmıştı.
Şehzadeler Murad, Abdülhamid ve Yusuf İzzeddin’in yanı sıra Meclîs-i Vâlâ reisi Keçecizâde Fuad Paşa’yı da yanına alan padişah, 3 Nisan 1863 tarihinde yola çıktı.1 Marmara, Ege ve Akdeniz’de geminin uğradığı her limanda dost gemilerden padişah şerefine 100 pare top atışı yapıldığı, halkın sahillere akın ederek sevgi gösterileri eşliğinde padişahı ve maiyetini selamladığı kaydedilir.
Sultan Abdülaziz İskenderiye’de konsoloslardan, ulemadan ve eşraftan pek çok kimseyle görüşür, istişarelerde bulunur, sıkıntılarına çare bulunmasını sağlar. Trenle gittiği Kahire’de bulunduğu her gün, beş vakitte top atışları yapılır. Sultan, ziyaret ettiği şehirlerdeki cuma selamlıklarında vaizlerden ve hocalardan sohbetler dinler, maneviyatını besler. Şehirlerde tespit ettiği ihtiyaçlar hususunda tedbirler alınmasını emreder.
İskenderiye’den gemiyle İzmir’e gelir. Halk padişahı karşılamaya koşar, kurbanlar kesilir. Sultan, payitaht halkının dahi kendisini bu kadar coşkulu biçimde karşılamadığını belirterek, şehirden memnuniyetini ifade eder. Buradan Aydın’a geçer, halka konuşma yapar.
Sonraki durak Çanakkale’dir. Daha önce memleket gezisine çıkmış olan babası Sultan II. Mahmud daha çok tekke, cami ve zaviyelerle ilgilenmişken, Sultan Abdülaziz’in sanayi ve ticaret faaliyetleriyle alakadar olduğu, seyahati sırasında limanlar ile yolların inşasına, tamir ve imar faaliyetlerine önem verdiği görülür.
Gelibolu’ya da uğrayan Sultan, Süleyman Paşa ile Yazıcızâde Mehmed-i Bîcan’ın türbelerini ziyaret eder. Halk nezdinde büyük bir rağbet gören bu türbelerin ve buradaki vazifelilerin eksiklerini tamamlar. Heybeli Ada’ya uğrar, gayrimüslimlerin dertlerini dinler. Oradan da Beşiktaş’a varır.
Bu seyahatin devlet lehine mühim neticeleri olmuştur. Halk-devlet bütünleşmesinin yanı sıra bölgedeki ayrılıkçı fikirlerin bir süreliğine de olsa ortadan kalkması sağlanmış; ziyaret edilen şehirlerin ticarî hayatı canlanmış, imar hareketleri hız kazanmıştır. Ayrıca padişahın güzergâhı üzerindeki devlet adamlarına, imamlara, dervişlere, türbedarlara, voyvodalara, ayanlar ile ileri gelenlere hediyeler takdim ettiği bilinir.2 Gezdiği şehirlerin kalkınması için yollar ve hastaneler yaptırtmış; liman, cami, türbe ve tekkelerin imar ve onarımını gerçekleştirmiştir.