İstanbul’un Şırıl Şırıl Ninnileri

Arapçada “ısıtmak, sıcak olmak” anlamındaki hamm (hammâm) kökünden türeyen hamam (hammâm) kelimesinin lügat manası “ısıtan yer” olup gündelik dilde “yıkanma yeri” olarak kullanılmaktadır. Farsça karşılığı germâbedir.

Istılahî olarak suyun ısıtılarak vücudun yıkanıldığı (temizlenildiği) mekânları ifade eden hamamlar, bazen yer altından çıkan ve şifalı olduğuna inanılan sular için kullanılsa da Türkçede buna karşılık daha çok “kaplıca” veya “ılıca” tabirleri yerleşmiştir.

İnsanlığın var olduğu ilk devirlere kadar giden bu temizlik tesisleri, Roma döneminde yaygınlaşıp aynı zamanda bir eğlence yeri hâlini almıştı. Ancak asıl gelişme vetiresini Müslümanların temizliğe verdiği ehemmiyetle birlikte kazanmış, bilhassa Türklerle hususi bir mimarî şekle bürünmüştü.

Hamamların varlığı o kadar eski tarihlere dayanır ki; bugünkü Pakistan’ın batısında, Sind’de yapılan kazılarda, milattan önce 2500-1500 yıllarındaki İndus medeniyetinin en önemli şehri olan Mohenjo-Daro meydana çıkarıldığında tespit edilen gelişmiş bir su ve kanalizasyon sisteminin mevcudiyeti burada hamamlar olduğunu düşündürmektedir.

Yine Eski Mezopotamya’da yapılan kazılarda dünyanın en eski hamamı olarak kabul edilen Asur hükümdarlarına ait bir yıkanma tesisi bulunmuş, Dicle kıyısındaki Asur’da Kral III. Salamanasar’ın (MÖ 859-824) bir hamamı tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki, insanoğlunun zaruri ihtiyaçları olan beslenme, korunma, giyinmenin yanında temizlenme; hamamların ortaya çıkmasındaki yegâne sebeptir. Kadim medeniyetlerin ve yerleşimlerin hep su kenarında oluşunun bir sebebi de bu olsa gerektir.

Mısır’da ve bugünkü Suriye’de tarihi oldukça eskiye dayanan hamamlar, eski Yunan’da sıcak suya dayalı bir yıkanma sistemi olarak mevcut değildir. Spor yapılan “gymnasion” adlı mekânlarda bugünkü duşa benzer bir yapının olduğu tahmin edilmektedir.

Diğer taraftan, halka açık hamam mimarisinin ortaya çıkışı ve gelişmesi Roma dönemine rastlamaktadır. Umumi kabule göre Sergios Orata adlı bir mimar milattan evvel 1. yüzyılda sıcak hava ile merkezî ısıtma sistemini geliştirmiş, bunu Roma hamamlarına tatbik etmiştir. İslâm dininin Arabistan dışında, önce Roma ve Bizans medeniyetinin tesiri altında kalan Suriye’de yayılıp yerleşmesi, kültür alışverişi neticesinde Müslüman memleketlerinde hamamla karşılaşılmış olabileceğini akla getirmektedir. Akabinde, şarkî Roma topraklarına tamamiyle vâris olan Türkiye’de hamamlara ayrı bir ehemmiyet verildiği bir bedahettir.

Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…

Benzer konular