Aradan geçen 90 yıla rağmen Kubilay olayının Menemenliler üzerindeki etkileri silinebilmiş değil. Yıllardır anma törenlerinde Menemenliler “suçlu ve gerici” ilan edildi. Resmen cezalandırılmamış olsa da Menemen halkı hak etmediği halde bu hadisenin faturasını ödemek zorunda bırakıldı.
Kubilay olayı Menemenliler açısından tesadüfler sonucunda meydana gelmiş talihsiz bir vakadır. Eğer ihbar edilen isyancılar Menemen’e gelmeden 20 gün önce Manisa’da, Paşaköy’de veya Bozalan’da yakalansalardı bunlar yaşanmayacaktı. Eğer olaya ilk müdahalede eden iki jandarma yüzbaşısı ve dört jandarma neferi gerekeni yapsaydı olay bu raddeye gelmeyecekti. Yine Kubilay’ın askerleri bir köşede beklemek yerine süngülerini kullanarak olaya müdahale etselerdi tarih farklı şeyler yazabilirdi. Hadise Menemen’de değil de başka bir şehirde cereyan etseydi gelişmeler farklı olabilirdi. “Eğer”leri çoğaltmak mümkün.
Olayın ardından kendisine derhal bilgi verilen Mustafa Kemal’in büyük bir kızgınlıkla Menemen’de ‘vilmodit’ ilan edilmesini istediği Fahrettin Altay’ın hatıralarından bilinen bir gerçek. İsmet İnönü, “Paşam, Menemenlilerin savaşlarda çok kahramanlıkları vardır. Acele karar vermeyin. Biraz daha haber gelmesini bekleyelim” diyerek kararın ertelenmesini sağlamıştır.
Peki, nedir “vilmodit”? Cezalandırılmış şehir anlamına gelen “vilmodit”te halk toplatılıp şehir dışına çıkartılır. Daha sonra bütün binalar, içindeki eşyalarla birlikte ateşe verilerek yakılır. Bu yangın şehir dışında bekleyen halka da izlettirilir. Yanan binaların birinden büyükçe bir kara taş alınarak şehrin meydanına getirilir ve başka şehirlere ibret olsun diye ortasına dikilir. Ceza burada bitmez. Şehir dışında bekletilen halk çoklu gruplara ayrılarak yurdun dört bir yanına sürgün edilir.
“Vilmodit” kararı duyulduğunda Menemen halkı korkuya kapılır. Bu korku idamlar gerçekleşip sıkıyönetimin kaldırılmasından sonra da devam eder. Evlerde, kahvehanelerde, dükkânlarda başka şey konuşulmaz. Peki, Menemenliler İnönü’yü ayrı bir yere koyarken Atatürk’e kızgın mıydı? Bu soruyu Kubilay Olayı Tarihi kitabımı yazdığım dönemde Menemenlilere sorduğumda “Hayır” cevabını aldım. “Vilmodit”in gerçekleşmemiş olması bunda büyük etkendir. Eğer gerçekleşmiş olsaydı, yani Menemen yakılsaydı sonuç ne olurdu, bilinmez.
Gazi’nin Menemen’e beş defa gittiğini biliyoruz. Son ziyareti Kubilay olayından üç yıl sonra, 24 Haziran 1934 tarihindedir. İlçeye geldiği gün Menemen’de yer yerinden oynamış; caddeler, meydanlar dolmuş, büyük bir izdiham yaşanmıştır. Geçeceği sokaklar, caddeler tertemiz hale getirilmiş, evlerin ve işyerlerinin camlarına çiçekler ve bayraklar asılmış, birçok binada badana yapılmıştır.
Kubilay olayının ardından yayınlanan gazete manşetlerine bakacak olursak, Menemenlilerden ziyade hadiseyi gerçekleştirenlerin suçlu ilan edildiklerini görürüz. Yerel halk hakkında çok da suçlayıcı ifadeler yer almaz. Manisa’dan gelen beş isyancı ve yakın çevreleri günlerce olayın failleri olarak işlenir. O tarihlerde vaziyet böyle iken, bugün Menemen neden suçlanmaktadır? Bu noktaya nasıl gelinmiştir? Asıl faillerin adı bile unutulmuşken Menemen nasıl akılda kalmıştır?