Osmanlılar 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sırasında bir taraftan değişik cephelerde çatışmalara devam ederken, diğer taraftan da Kafkasya, Türkistan ve Afganistan Müslümanlarını Rusya’ya karşı ayaklandırma projeleri üzerinde çalışmışlardı. Mahmud Celaleddin Paşa bu işe kafa yoran devlet ileri gelenlerinin, özellikle Rusya’ya tâbi Çerkez kabilelerinin ve Dağıstan kavimlerinin harekete geçmeye teşvik edilmesi fikrini ortaya atıp bu yolla büyük ümitlere kapıldıklarını, o sıralarda İstanbul’da bulunan bazı Abaza ve Dağıstanlıların da bu fikri desteklemesiyle hemen bu yolda faaliyetlere başlandığını hayıflanarak anlatır.
Zira Paşa’ya göre ve “Doğu memleketlerinde girişilen bu tahrikler, boşuna birtakım Müslüman kanı dökülmesine sebep” olmuştur. Esasen başlangıçta Sultan II. Abdülhamid de bu mesele hakkında tereddütlerini açıklamış ve eğer “oralardaki insanlar, Ruslara karşı direnebilecek durumda değiller ise onların felaketinden Allah katında sorumlu olmamak için bu işten vazgeçilmesini” istemişti. Ancak Kafkasya’da yaşanan olaylardan sınırlı da olsa aksi şekilde ikna edildiği anlaşılmaktadır. Fakat asıl büyük proje, Afganistan Emîri Şîr Ali Han’ın (1863-79) Ruslara karşı savaşa katılmasını sağlamak için 1877’nin ilkbaharında Kabil’e bir heyet gönderilmesidir. İngiliz ve Hindistan Hükümetlerinin de müdahil olmalarıyla uluslararası bir keyfiyet kazanan bu proje pek çok engelle karşılaşmıştı.