Yakın tarihimiz bir terra incognitia, yani meçhullerle dolu bir arazi. Hangi köşesine el attınızsa adeta bir “keşifler çağı”na dalıyorsunuz. Lakin vazifesi fazla “dalmanıza” müsaade etmemek olan bekçiler sizi cehenneme atmakla tehdit ediyor. Şaka değil, atıyorlar da…
Bugün Necip Fazıl’ın şiirlerini salonlarda bağırarak okuyanlar kalkıp “Atatürk bizim için birleştirici değerdir” diye mızmızlanıyorlarsa Üstad’ın Atatürk’ü Koruma Kanunu’ndan 20 ay hapis cezasıyla Eyüp’teki kabrine girdiğini, hasta ve yaşlı olmasaydı o haliyle hapse atılacağını unutmasınlar. Tavsiyemiz ya bir daha Necip Fazıl’a “Üstad” demesinler veya Üstadın “ortak değeri”nin ne olduğunu iyice öğrensinler.
Bu savrulmaların yaşandığı bir ortamda bir tarih dergisi çıkarmanın ve yakın tarihin tabularına dokunmanın cesaret istediğini biliyoruz. Biz merhum Üstad’ın başlattığı “sahte kahramanları” deşifre etme seferberliğinde bütün engelleme ve durdurma girişimlerine karşı yılmadık ve yılmayacağız. Hep söylediğim gibi “Demirden korksaydık trene binmezdik.”
Bu sayıda nevzuhur bir sahte kahramanla tanıştıracağız sizi.
“Millî Mücadele’de düşmana ilk kurşunu sıktı” denilen Hasan Tahsin’in bırakın ilk kurşunu sıkmayı, kurşun bile sıkmadığını okuyacaksınız. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlar İzmir’e çıktığı gün ölenler arasında olduğu halde nasıl öldüğü bile henüz anlaşılmış değil ama “düşmana ilk kurşunu sıkan kahraman” olarak nasıl efsaneleştirildiğini ibret ve hayretle göreceksiniz.
Mustafa Kemal’in adını bile anmadığı Sabetayist Hasan Tahsin’in solcu ve Sabetayist gazeteciler eliyle nasıl kahramanlaştırıldığını Prof. Tuncer Baykara, Emniyet Genel Müd. Arşiv ve Dokümantasyon Dairesi eski Başkanı Eyüp Şahin, Doç. Turan Akkoyun ve araştırmacı-yazar Ertuğrul Düzdağ ile merhum Erdoğan Sorguç’un sorgulamalarından bütün tafsilatıyla öğreneceksiniz. Beğeneceğinizi umuyoruz.
2020 yılında buluşmak ümidiyle hayırla kalınız efendim.