HASAN KÖNİ: İSRAİL’İN VARLIĞINI SÜRDÜRMESİ İÇİN ORTADOĞU’NUN HUZURSUZ EDİLMESİ ŞART

KONUŞAN: OLCAY CAN KAPLAN

 

11 Eylül 2001’de İkiz Kulelere gerçekleştirilen saldırıyla birlikte ABD’nin Ortadoğu politikası iddetin hâkim olduğu bir yöne doğru evrildi. Kasım Süleymanî suikastına bu açıdan baktığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD yeni bir stratejik değişimin arifesinde mi?

 

Önce Afganistan, sonra Irak ve nihayet Suriye tecrübesinden anlaşıldı ki topyekûn bir harp ABD’nin ekonomik ve siyasî geleceği için olumsuz sonuçlar doğuruyor. Obama dönemiyle birlikte terörün “elitlerini” yok etme stratejisini benimseyen ABD, ilk iş olarak Usame Bin Ladin’i ortadan kaldırdı. Trump da bu politikayı devam ettirerek DAEŞ lideri Ebubekir el-Bağdadî’yi, filmleri aratmayan bir operasyonla yok etti. Üçüncü hedef seçilen Süleymanî ise “resmî” İran üniforması giyen bir general olmasına rağmen Kudüs Güçlerine komutanlık etmesi sebebiyle ABD nezdinde önce terörist ilân edildi, akabinde bir suikastle öldürüldü. Büyük ihtimalle Trump’a danışmanlık yapanlar bu suikastın Şiî çevrelerde bir şok etkisi uyandıracağını ve Süleymanî gibi güçlü bir ismin bir daha ortaya çıkamayacağını düşündüler. Bense ABD’nin çok büyük bir yanılgı içinde olduğunu düşünüyorum. “Elitlere” çevrilen silahlarla sorunların ortadan kaldırılacağını düşünerek büyük hata yapıyor. Sorunlar üzerlerine eğilmeden, kökleri kurutulmadan çözülemez. Bir de meselenin diğer boyutunu düşünelim. Suriye’de barış sağlandı, İran nükleer silah yapmaktan vazgeçti, Lübnan’daki Hizbullah İsrail ile çatışmayı bıraktı… Böyle bir fütürist senaryodan İsrail zararlı çıkacaktır. İsrail’in varlık sebebini sürdürebilmek için Ortadoğu’nun her daim huzursuz olması gerekir. Süleymanî suikastini değerlendirirken şu cümleyi asla unutmayın: “Ortadoğu’da sıkılan her kurşun İsrail’in güvenliği içindir.”

Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında… 

Benzer konular