Sarı Çizmeli Mehmet Ağa Gerçekte Kimdi?

“Boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi

Şehre varınca artık meşinler giymelisin

Daha esmer, daha kankusturucu

Sen o baygın sevgilerin adamı değilsin

Sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde.”

 

İsmet Özel

 

Barış Manço’nun “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” şarkısını bilmeyenimiz yoktur. Peki bu Mehmet Ağa neden sarı çizmeleriyle öne çıkmıştır? Problemin çözümü 1826 sonrasındaki trajik değişim ve dönüşümde yatar. Türkler tarihleri boyunca kültürlerinde, günlük hayatlarında ve devlet törenlerinde belli renklerle bezenmiş, o renklerle anılmışlardır. Bu renklerin başında da sarı, kırmızı ve yeşil gelir. Türkmenler yıllarca sarı çizme ve kırmızı keçeden külah giymişlerdi. Türk mitolojisinde sarı renk; altını, zenginliği, aileyi, ataları ve hükümdarlığı temsil ediyordu. Sarı çizme giymek Osmanlı’dan kalma bir gelenekti. Hatta kırmızı kaftan ve sarı çizme kombini, hükümranlık alâmeti olarak kabul görmüştü. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın tasfiye edilişi ile birlikte yeni bir dönem başladı. Akla gelebilecek her şeyde değişmek… Bu değişimde en kuvvetli payı giyim-kuşam aldı. Cevdet Paşa şöyle diyor: “Eski merkûbların (ayakkabı) i’mâlini ıslâh yolunda işe başlamış olsaydık az vakit zarfında ayakkabı dikicilerimiz âlâ kundura dikmeği ve kırmızı meşin yapan debbağlarımız âlâ kundura kerestesi yapmağı öğrenirlerdi. Acele kundura giğmeğe heves ettik. Kerestesiyle berâber dikicileri hariçten gelerek burada kazandıklarını çıkın çıkın altın edip memleketlerine gönderdiler. Bizim esnâfımız ise mahvolup bitti.” Tanzimat sonrasında yenileşme bahâsına eski ve eskiye dair ne varsa bıraktık. Yemeni, potur, çakşır, pabuç; bunlar artık rağbet görmüyordu. Çünkü ilerlemek, modernleşmek, Avrupalılaşmak için Cevdet Paşa’nın da dediği gibi acele kundura giymemiz lazımdı. Böylece eski sarı renkli çizmeler unutulup yerini siyah renkli kunduralar aldı. Siyah renkli kunduraya karşı durmak, medeniyete düşman olmaktı bir nev’î. Sarı çizme giyenler hakir görüldü, garipsendi, alaya alındı. Devir artık siyah kunduralı şehirli efendilerin devriydi. Sarı renk çizme giyenler “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”ydılar. Kim olduğu, nerede oturduğu belli olmayan, tanınmamış, sıradan insanlardı onlar. Böylece Türkler sarı çizme nezdinde kendisinden, geçmişinden ve atalarının medeniyetinden koptular.

Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında… 

Benzer konular