Halvetîlik

Çocukluğumuzda her sene okullar açılmadan rahmetli annem, kardeşimle beni Eyüp Sultan, Sünbül Efendi, Merkez Efendi, Yahya Efendi ve Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerini ziyarete götürürdü. Bu külliyelerden ilk ikisi en kıdemliler olup, diğerleri hemen hemen onların akabinde yapılmışlar. Sonradan öğrendik ki, Sünbül Efendi ve Merkez Efendi Halvetî, Yahya Efendi Üveysî, Hz. Hüdâyî de Celvetî büyüklerinden ve tasavvuf tarihimizin en mühim simalarındanmış. İsterseniz, Sünbül ve Merkez Efendilerin mensub olduğu Halvetî tarikatını ve kendilerini kısaca tanıyalım.

Halvetîlik, 13. yüzyılda Horasan’da ortaya çıkmış bir Türk tarikatıdır. Pîri Sirâceddîn Ömerü’l-Halvetî (ö.1397), Hazar gölünün güneybatısındaki Geylân nâhiyelerinden Lâhican’da doğmuştur. Harizm’de yaşayan İbrahim Zâhid-i Geylâni’nin halifesi olan amcası Ahî Muhammed Halvetî’ye intisap ederek vefatında yerine geçmiş; Hicâz, Mısır ve Tebriz’e gitmiştir. Bir ağaç kovuğunda 40 defa halvet yaptığından kendisine halvetî lakabı verilmiştir.

Halvetîlik, ikinci pîr kabul edilen Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî Baküvî (ö.1464)’nin 360 kadar halifesi ile geniş bir coğrafyaya yayılır. Telif ettiği 20 kadar eserinden bazıları yayınlanmıştır. Tertib ettiği Vird-i Settâr isimli virdi ise bütün Halvetîler tarafından okunur.

Halvetîlik; Rûşenîlik, Cemâlîlik, Ahmedîlik ve Şemsîlik olmak üzere dört ana kola ayrılmış, bu kolların 40’tan fazla şubesi ile en yaygın tarikattır. Balkan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde halen faaliyetleri devam etmektedir. En bilinen şubeleri; Şabânîlik, Uşşâkîlik, Gülşenîlik, Cerrâhîlik, Balkanlarda Ramazânîlik, Hayâtilik, Sinânilik, Ortadoğu ve Afrika’da Demirdâşilik, Bekrîlik ve Sümmânîlik’tir. Halvetîliğin esasları; halvet, esmâ-i seb’a denilen esmâ-i hüsnâdan yedi isimle (bu sayı bazı şubelerde 12 ve Cerrâhilikte 28’dir) zikir, vird-i settâr okumak ve devrândan oluşur. Tarikatlarda zikir şekilleri beştir: Kuûdî (oturarak-Nakşibendiler), kıyâmi (ayakta karşılıklı iki sıra halinde-Rifâîler), devrânî (kolkola daire oluşturarak ritimle dönme), semâ (Mevlevîler) ve semah (Bektaşîler). Halvetîler devrânî olup, cehri (sesli) zikir yaparlar. Zikir esnasında ilâhiler de olunur. Devrâna başlarken okunan ilâhiye ise usul ilâhisi denir.

Cemâlîliğin pîri, Cemâl-i Halvetî (ö.1494) Aksaraylı olup, Amasya’da şeyhlik yapmıştır. Burada Şehzade Bayezid’le tanışır, padişah olunca da onun davetiyle 1489 senesinde İstanbul’a gelir. Suriçinde, Kocamustafa Paşa semtindeki Kızlar manastırı kendisine tahsis edilir. 10 sene burada şeyhlik yapar. Bu tekke, İstanbul’un Halvetî tekkelerinin en kıdemlisi ve merkezi konumunu alır. İlk devrandan, 1925’te tekâyâ ve zevâyanın seddine kadarki son devrâna kadar 400 küsur sene Cemâl-i Halvetî hazretlerinin “Safha-i sadrında dâim âşıkın efkârı Hû” diye başlayan ilâhisi ile kalkılmıştır.

Devamı Derin Tarih Aralık Sayısında…

Benzer konular