“Atatürk’ün Ayasofya’yı Müze Yapması, Kur’an’ı Uydurma Görmesindendi”

Atatürk’ün çok yakın arkadaşlarından Hüsrev Gerede’nin hatıraları 2002 yılında Literatür Yayınları arasında çıktı. Hüsrev Gerede, 19 Mayıs 1919’da Atatürk ile birlikte Samsun’a çıkan 18 kurmay subayımızdan biridir. Gerede, kitabının 267-268. sayfalarında diyor ki: “Bir gün beden eğitimi uzmanı, tanınmış yazar, eski dostum Selim Sırrı Tarcan’ı Atatürk Ankara’ya çağırıyor. Ona bir soru soruyor: “Sen dinle devrim yapılması hakkında yazılar yazıyormuşsun. Amacın nedir?” diyerek Tarcan’ın bu konudaki görüş ve düşüncelerini açıklamasını istiyor. Tarcan bu konuda görüş ve düşüncelerini açıklıyor. Bunun üzerine Atatürk: “Bu din batacak, ileride yeni bir din çıkacaktır. Sen bu konuda yazı yazmayacaksın, anladın mı?” diye kesin emir veriyor. O da kalemini kırıp atıyor.

Bazı kimseler Atatürk’ün yeni bir din olarak Kamalizm’i, bazı kimseler de Hıristiyanlığı düşündüğünü zannetmektedirler. Acaba hangisi doğru? Cumhuriyet gazetesi 5 Ağustos 1935 tarihli nüshasının birinci sayfasında, “Atatürk yarım bir ilahtır, Türklerin babasıdır” diye bir manşet attı. Cumhuriyet devri şairlerimizin büyük bir kısmı Atatürk’ten bir peygamber veya yeni bir ilah olarak bahsettiler. Atatürk o şiirleri çok sevdi.

Kemalettin Kamu: “Ne örümcek ne yosun / Ne mucize ne füsun / Kabe Arabın olsun / Çankaya bize yeter.” diye haykırdı. Atatürk, Kemalettin Kamu’yu milletvekili olarak yanına aldı…

İslamın tekbiri bildiğiniz gibi “Allahu ekber”dir. “Allahu ekber” “Allah en büyüktür” mânâsına gelmektedir. Yusuf Ziya Ortaç, Türk’ün tekbirini “Atatürk ekber” şeklinde yazdı, söyledi…

Aka Gündüz, “Atatürk’ün Tapkınıyız” şiirinde dedi ki: “Varsın, teksin, yaratansın; sana tapmayanlar utansın.” Aka Gündüz milletvekili seçildi…

Behçet Kemal Çağlar, sevgili Peygamberimiz (sas) için yazılan şiiri baştan sona kadar Atatürk üzerine uyguladı. Katıldığı toplantılarda okudu…

Edip Ayel, diğer şairlerimizden geri kalmamak için Atatürk’e aynı şiirde hem peygamber hem de Allah diye hitap etti: “Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun / Türk ırkının en son ulu peygamberi oldun / Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses / İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez.” diyerek haykırdı…

1936 yılında Şeref Aykut Kamâlizm adında bir kitap yazdı. Kitabı İstanbul’da Muallim Ahmet Halit Kitabevi’nde bastı. Şeref Aykut Edirne milletvekili olarak meclisimize girdi. Şeref Aykut, Kamalizm’i “yaşamak dinidir” diye ifade ediyordu…

Devamı Derin Tarih Ağustos Sayısında… 

Benzer konular