“Men Bu Yerde Yaşalmadım, Yaşlığıma Toyalmadım”

Kırım Türklerinin 18 Mayıs 1944 günü, bir günlük bebekten yürüyemeyecek haldeki ihtiyarlara kadar istisnasız hepsinin sürgün edilmesi, 1783 yılında Çarlık Rusya’sı tarafından işgal ve ilhak edilmesinden sonra Kremlin’in yürüttüğü Kırım’ı Türksüzleştirme siyasetinin son ve en dehşetli halkasıdır. Çarlık Rusya’sının sıcak denizlere inme politikasının tarihteki Türk-Rus savaşlarının temel sebeplerini oluşturduğu bilinir. Kremlin’in bu tarihî hedefinin önündeki en büyük engellerden biri Kırım Hanlığı idi. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Osmanlı Devleti’nden ayırdığı Kırım’ı 1783 yılında ilhak ettikten sonra, Çarlık Rusya’sının hızla ilerleyerek Karadeniz’in batısından Yeşilköy’e kadar; Kafkasları, Azerbaycan’ı, Doğu Karadeniz’i ve Doğu Anadolu topraklarını ele geçirdiğini unutmamak gerekir.

Çeşitli baskılarla, propagandalarla toprakları ellerinden alınan Türkler göç ettirilirken, Rusların iskân edilmesiyle 1500 yıllık Türk yurdu Kırım hızla Slavlaştırılmaya başlandı. Kırım’ın Rusya’nın hâkimiyetine girmesi, Osmanlı Devleti için ağır bir travmaydı. Çünkü silme Müslüman tebaanın yaşadığı, kaybedilen ilk toprak parçasıydı. 1853-56 Kırım Savaşı Osmanlı Devleti’nin ve müttefikleri İngiltere ve Fransa’nın galibiyetiyle sonuçlandı. Ancak bu zaferin sonuçları Osmanlı Devleti ve Kırım için sanki mağlup edilmişçesine ağır ve yıkıcı oldu. Osmanlı Devleti’ne savaşta yardım edenlerin Urallara ve Sibirya’ya sürgün edileceği söylentileri üzerine büyük göç dalgaları yaşandı ve Kırım Tatarları kendi vatanlarında azınlık durumuna düştüler. 1783’ten 1923’e kadar Osmanlı Devleti topraklarına, Dobruca ve Anadolu’ya göç edenlerin sayısını Prof. Dr. Kemal Karpat 1.800.000 olarak vermektedir.

Bu yıl 170. doğum yılını kutladığımız İsmail Gaspıralı’nın başlattığı “Türk dünyasında aydınlanma” hareketiyle millî uyanışlarını gerçekleştiren Kırım Türkleri kısa sürede muhteşem bir başarı elde ettiler. İsmail Gaspıralı’nın Kırım’ın Çarlık Rusya’sının esaretine düşmesinin 100. yılında, Tercüman gazetesini yayınlamaya başladığı 1883 yılından sadece 34 yıl sonra, kadınların Türk-İslam dünyasında ilk defa seçme ve seçilme haklarını kullandığı seçimlerle millî kurultaylarını topladılar. Kırım Tatar millî kurultayı 26 Aralık 1917’de Kırım Ahali Cumhuriyeti’ni ilân etti ve hükümetin başına daha önce Kırım, Ukrayna, Lehistan ve Litvanya Baş Müftüsü seçilen Numan Çelebi Cihan seçildi. Kırım Türkleri uzun yıllar süren esaret döneminden sonra büyük bir heyecanla bağımsızlıklarını sağlamlaştırmak, millî medeniyetlerini yükseltmek için çalışmaya başladılar. Bu, daha önce Kırım’dan göç etmek mecburiyetinde bırakılan Dobruca ve Türkiye’deki Kırım Türkleri arasında da büyük heyecan yarattı. Kırım Tatar aydınları, Romanya’dan ve İstanbul’dan hizmet için heyecanla, umutla ülkelerine gittiler.

Ne yazık ki, Akyar’da (Sivastopol) bulunan Bolşevik denizciler Kırım Türklerine saldırdılar. Bahçesaray ve Akmescit’i ele geçirdiler, Numan Çelebi Cihan’ı tutuklayıp Akyar hapishanesine götürdüler.

Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…

Benzer konular