Rus Tarih Yazımında ve Ders Kitaplarında Şeyh Şamil Kahraman mı, Hain mi?

Tarihte iz bırakmış insanlar tarih yazımında karşımıza çoğu zaman farklı tanımlamalarla çıkartılmaktadır. İz bırakan insan “bizim” mahalleden biriyse övücü tanımlamaların yan yana dizildiği görülür: kaşif, mucid, kahraman, lider gibi. “Öteki” mahalledense olumsuz tanımlamalara layık görülür: hain, düşman, yobaz, gerici gibi. Bazen de tarihi şartlara, yere, zamana ve mekana göre “mahalle” değişimleri yaşanır. Böyle olduğu takdirde “biz” ve “öteki”lerin de yer değiştirdikleri görülür. Dünün kaşif, mucid, kahraman ve lideri hain, düşman, yobaz ve gerici oluverir. Ya da tam tersi… Şeyh Şamil’in Sovyetler Birliği öncesi ve sonrası Rusya tarih yazımı ve ders kitaplarına yansıyan imajı bunun bariz örneğini oluşturur.

Rusya İmparatorluğu doneminde Şeyh Şamil imajı Kafkasya’da yaşanan savaşlarla şekillenmişti. Olay devlete karşı gelme/başkaldırma şeklinde okunmaktaydı. Yapılan calışmalarda mücadelenin milli boyutu ve liderlerinin rolü inkâr ediliyor, küçümseniyordu. Bunların yanında çok az sayıdaki çalışmada mücadelenin Rus yayılmacılığına karşı oluşuna ve liderleri Şeyh Şamil’in kahramanlığına veya rolüne vurgu yapılmaktaydı.

Bu yüzyılda konuyla ilgili farklı görüşlerini belli edenlerden biri Mirze Kazım Bey oldu. 1860 yılında Русское слово dergisinde yayınladığı “Müridizm ve Şamil” başlıklı makalesinde Müridizm ve imamet konusunda geniş bilgi verdikten sonra şu değerlendirmeyi yapıyordu: “Şeyh Şamil halk temsilcisidir, Şeyh Şamil ismi tarih ve vatanperverlikle ilgili düşünceleri ihtiva ediyor… O her halde halk kahramanıdır…” 20. yüzyılın başında yayınlanan iki ansiklopedide de ilgili bilgilere rastlamak mümkün: Bu kaynaklarda Şeyh Şamil harekatı ile ilgili olumsuz görüşler bulunsa da onun kahramanca mücadelesini takdir eden bilgilere rastlanmaktaydı.

Sovyet tarih yazımında, 19. yüzyılda Rusya İmparatorluğu’nun yayılmacı politikasına karşı mücadele eden halklar ve Şeyh Şamil’in faaliyetleri üç temel tezle açıklanmaktaydı: “zararlı”, “az zararlı” ve “gönüllü birleşme” tezleri.

Birinci dönem: Kuruluş aşamasındayken Sovyet sisteminin ortadan kaldırdığı Rusya İmparatorluğu’nu övmesi, yaptıklarını hoş göstermesi söz konusu olamazdı. Bu bağlamda Çarlık yönetiminin yaptıkları “zararlı” olarak tarif edilmekteydi. “Tarihî, siyasî mucadelede en iyi silah” olarak gören Sovyet sisteminin emrindeki tarih yazımı da bu tezi işlemekteydi. Bu yorum 1920’li yıllarda Sovyet Marksist tarihcilerinin lideri pozisyonunda olan M. N. Pokrovski tarafından geliştirildi. 1923 yılında Moskova’da yayınladığı Çarlık Rusya’sının XIX. Yüzyıldaki Savaş ve Diplomasisi isimli eserinde Çarlık Rusya’sının Kafkas politikasını işgalci bir politika olarak değerlendiriyordu. Eserinde Müridizm ve Şamil harekatına da yer veren Pokrovski, yerel halkın kendilerini, geleneklerini, yönetimlerini korumak için ya savaşmak ya da Rusya’ya teslim olmak zorunda kaldığını vurguluyordu. Gammer’in ifadesiyle, “Pokrovski, Marks ve Engels’in Şamil hakkındaki görüşlerini izleyerek onu bir kahraman ve eşit olmayan bir mücadelede yetenekli bir önder olarak tanımlamış ve hareketine demokratik demiştir.”

Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında… 

Benzer konular