11. yüzyılın ortalarında tarih sahnesine çıkarak İslâm tarihine yeni bir istikamet veren Selçuklular, kendilerinden önce ciddi bir buhran yaşayan Müslüman âlemine de yeni bir soluk getirdiler. Onların eliyle İslâm tarihinin ana akımını teşkil eden Ehl-i Sünnet kavrayışı tahkim edilirken tasavvuf da Ehl-i Sünnet perspektifi içerisinde bir anlamda restore edilmiştir. Tasavvufî gelenek tarikat yoluyla kurumsallaşmış, ilmî bir hüviyet edinmiş ve İslâm dünyasının dört bir yanında faaliyet gösteren kurucu unsurlardan birine dönüşmüştür. Selçuklular dönemi tasavvuf düşüncesinin altın çağı olmuştur.
Devamı Derin Tarih Eylül Sayısında…