Şimdilerde unuttuk ama Yemen denilince babaannelerimizin ve anneannelerimizin aklına gidenlerin dönmediği bir memleket gelirdi. Kadınlarımız bu bilgiyi ve duyguyu, memleketin dört bir yanında okunan Yemen türkülerinden öğrenmiş ve bellemişlerdi. O yüzden Yemen’den ve Yemen’e gitmekten korkardık biraz. Türkülerimiz de bu korkumuzu besler, büyütürdü. Şu türküyü dinleyip de Yemen’e gitmek isteyen olur mu?
Havada bulut yok bu ne dumandır?
Mahlede ölen yok bu ne figandır?
Şu Yemen elleri ne de yamandır
Ano Yemen’dir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir?
Evet, bu türküyü evladını, eşini, nişanlısını Yemen’e asker olarak gönderen kadınlar yakmış. Onlara göre Yemen, gidenin gelmediği yaman ellerdir. Muş’un erini, oğlunu Yemen’e gönderen hanımları bu türküyü söyler de Erzurumlu hanımlar geri kalır mı?
Mızıka çalındı düğün mü sandın
Al yeşil bayrağı gelin mi sandır
Yemen’e gideni gelir mi sandın
Dön gel ağam dön gel dayanamiram
Uyku gaflet basmış uyanamiram
Ağamı yolladım Yemen eline
Çifte tabancalar takmış beline
Ayrılmak olur mu taze geline?
Dön gel ağam dön gel dayanamiram
Uyku gaflet basmış uyanamiram
Böyle uzar gider türkülerimiz, ağıtlarımız. Hatta Lisânî mahlaslı bir aşığımız askerimizin Yemen macerasını uzun uzun anlatan bir destan bile yazmıştır.
Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında…