Kral İdris Es-Senûsî

Genç bir subay olan Muammer Kaddafî ve arkadaşları Libya şartlarını da göz önünde bulundurarak Kral İdris Senûsî’yi yönetimden uzaklaştırmayı planlıyorlardı. Hazırlıklarını tamamlayan ve darbe yapacak güce eriştiğini düşünen genç subaylar, tarih olarak 12 Mart 1969’u seçmişlerdi. Fakat o tarihte Mısırlı meşhur şarkıcı Ümmü Gülsüm’ün Libya’da Filistinliler yararına vereceği bir konser, bütün üst düzey yönetimin konsere katılacak olması nedeniyle bu planı alt üst etmişti. Ne var ki Ümmü Gülsüm, Kral İdris’in kaçınılmaz sonunu ancak birkaç ay erteleyebilecekti.

Libya’nın ilk ve tek kralı olan İdris Senûsî’nin hikâyesi, 12 Mart 1890’da, dedesi Seyyid Muhammed’in kurduğu Senûsî tarikatının merkezi olan, bugünkü Libya-Mısır sınırındaki Cağbub şehrinde başlamıştı. Dede Seyyid Muhammed, uzun yıllar Mekke’de yaşamış ve Senûsîlik hareketini, 1837’de burada, Ebu Kubeys Dağı’nın hemen yanı başına açtığı zaviyede kurmuştu. Senûsîlik, tasavvufî yönü baskın, siyasî-fikrî bir hareketti. Ömrünün sonuna doğru Kuzey Afrika’ya dönen Seyyid Muhammed, Cağbub’a yerleşti. 1859’da vefat ettiğinde arkasında Tunus, Cezayir, Hicaz’da hac-ticaret yolları üzerine kurulmuş 22 zaviye, fikirlerini aktardığı kitaplar, Kuzey Afrika’nın dört bir tarafından 50 milyon mürid ve hareketinin yönetimini gönül rahatlığı ile devredeceği iki evlat bırakmıştı. Şeyh Seyyid Muhammed’in vefatının ardından iki oğlu Muhammed Mehdî (16) ve Muhammed Şerif (14), babalarından devraldıkları emanete sahip çıktılar. İki kardeşten şeyhliği üstlenen Mehdî; 1902’deki vefatına kadar sömürgeci Fransızlara karşı mücadele edecek, 146 zaviyeyle İslâm dünyasının dört bir yanına yayılan tarikat altın dönemini yaşayacaktı.

Babası Şeyh Mehdi’yi kaybettiğinde Muhammed İdris 12 yaşındaydı. Kendisinden iki yaş küçük Muhammed Rıza isminde bir kardeşi de vardı. Amcasının daha önce vefat etmesi ve kendisinin de yaşının küçük olması nedeniyle tarikatın başına amcaoğlu Ahmed Şerif geçmişti. Ahmed Şerif yapıca cesur, gözü kara ve mücadeleci biriydi. Ona nazaran İdris daha kibar ve çekingen bir karaktere sahipti. Doğumundan itibaren ilmî anlamda zengin bir ortamda bulunan İdris, ilk olarak Senûsîlerin âdeti üzere, hafızlığını tamamlamıştı. Daha sonra, Senûsî ulemasının önünde diz çökerek İslâmî ilimleri tahsil etmişti. İdris, dönemin siyasî şartları gereği, çalkantılı bir çocukluk dönemi geçirmişti.

Amcası Mehdi’nin mücadelesini miras olarak alan Şeyh Ahmed, bazı başarılar kazansa da düzenli ve devrin bütün teknik donanımına sahip Fransızlara karşı kalıcı bir zafer elde edememişti. Fransızlar Orta Afrika’yı sömürgeleştirmeye başlamış, bölgedeki Senûsî şeyhleri şehit edilmiş ve zaviyeleri yıkılmıştı. Osmanlı’dan düzenli ordu için destek isteyen Şeyh, 1911 yılında İtalyanların Trablusgarp’a asker çıkarmasıyla bütün planlarını değiştirmek zorunda kalmıştı. Osmanlı bölgeye kaçak yollarla direniş örgütlemeleri için bazı subaylar göndermişti. Bu subaylar içerisinde Enver Paşa ve Mustafa Kemal de vardı. Muhammed İdris, Osmanlı subaylarına yardım etse de, tabiatı uygun olmadığı için bizzat cephede bulunamamıştı. Osmanlı subaylarının örgütlediği Senûsîler İtalyanlara karşı destansı bir direniş göstermişlerdi.

Osmanlı Senûsîlere önem veriyordu. Bu nedenle 1912 yılında Muhammed İdris’e devletin gizli tahsisatından 2.000 Osmanlı altını ve kıymetli hediyeler gönderildi. Trablusgarp’ta sonuç alamayan İtalyanların, 1912’nin Mayıs ayında on iki adayı ele geçirmesi ve o yıllarda patlak veren Balkan Savaşı Osmanlı’yı barışa zorladı. 15 Ekim 1912’de İsviçre’nin Uşi şehrinde yapılan antlaşmayla Trablusgarp İtalyanlara bırakıldı. Osmanlı’nın bölgeden çekilmesi Şeyh Ahmed Şerif’i büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı. Yine de ümitsizliğe düşmeyen Şeyh direnişine kendi imkânları ile devam etti. Bölge ile irtibatını koparmayan Osmanlı, el altından bölgeye yardıma devam etti. 1914’te Muhammed İdris Osmanlı tarafından maiyeti ile beraber masrafları karşılanarak hacca gönderildi. 1915’in başlarında kendisine çeşitli nişanlarla sembolik olarak da olsa “Rumeli Beylerbeyliği” verildi. Aynı yıl patlak veren cihan harbi direnişin kaderini değiştirdi.

Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…

Benzer konular