Mezarlığın Üzerine Nikâh Dairesi Yaptılar

İstanbul’da tarihî eser faciası o kadar mebzul miktardadır ki, müstakil bir “kayıp eserler ansiklopedisi” yazılsa madde sayısının ayakta olan eserlerle boy ölçüşeceği rahatlıkla ileri sürülebilir.

İşte Tek Partili CHP iktidarı devrinde Galata Mevlevihanesi’nin bir kısmı üzerine yaptırılmak istenilen Beyoğlu Evlendirme Dairesi hakkında devrin aydınlarından Reşit Saffet Atabinen tarafından yazılan bilirkişi raporu binanın yapılmasına şiddetli karşı çıkıyor.

Bugün Kültür Bakanlığı’na bağlı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi olarak kullanılan binanın hemen yanı başında bulunan Osmanlı mezar taşları süs olarak orada duruyor değildir. Orası tekkeler kapatıldıktan sonra Divan Edebiyatı Müzesi yapılan Galata Mevlevihanesi’nin haziresi, yani tekke mezarlığıdır (Mevleviliğe has lisanla söylersek “hâmuşân”).

Raporda belirtildiği gibi vaktiyle tekkenin arsası çok daha geniş iken zamanla daralmış, bir kısmı 1899’da Alman Lisesi’ne tahsis edilmiştir. Vaktiyle mezar taşlarının bulunduğu bu alana nikâh dairesi de yapılırsa büsbütün elden çıkacaktır.

Ne var ki Reşit Saffet Bey gibi tarihseverlerin ikazları fayda etmeyecek ve 1945-47 yıllarında inşa edilen nikâh dairesiyle mezarlığın üzerinde nikâh kıyan ilk millet olduğumuzu cümle âleme ilan edecektik.

Sahaf dostum Ahmet Yanpınar’ın koleksiyonunda bulunan bu tek sayfalık raporu devrin imlasını da muhafaza etmek suretiyle aynen neşrederken İstanbul’un kaybolan tarihî eserleri koleksiyonuna bir sayfa daha ekliyoruz. Hüzünlü ve iç yakan bir sayfa ama gerçek. Tevfik Fikret’in dediği gibi “Acı şeyler, Haluk, fakat gerçek!”

*

Fatih zamanında İskender Paşa tarafından tesis edilmiş olup, Beyoğlu-Galata cihetinde birçok Türk-İslam medeniyeti merkezlerinden yegâne kalan Galata Mevlevihanesi haziresinin yan kısmına belediyece yaptırılmak istenilen evlenme dairesi hakkında Reşit Saffet Atabinen’in mütalaası:

1) Türk medeniyeti namına muhafazası ve restore edilmesi lazım görülen bu tarihî külliyeden bir kısmının arsa halinde olduğunu Belediye iddia ediyor. Halbuki burası evvelce arsa değildi. Yakın zamanda yirmiyi mütecaviz sağlam mezar taşı çıkarılıp atılarak bu hale getirildi.

2) Belediyenin teşebbüsü, prensip itibariyle sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı zamanında bu gibi tarihî mezarlıkların muhafazasına dair olan genelgelerine aykırıdır.

3) Vaktile bir taraftan sefaret dıvarına, diğer cihetten Lüleci Hendek’e kadar uzanmakta iken tecavüz edile edile şimdiki hudutlarına sıkıştırılan ve Şârih-i Mesnevi, Galib Dede, Fasih Dede, Ahmed Bonneval, İbrahim Müteferrika, Abdullah Kırımî ve Leyla Hanım gibi bir çok mütefekkir, şair, musıkîşinas ve ricalin yattığı bu tarihî sahada yapılması mutasavver binaya mümânaat olunması hakkında Eğitim Bakanlığı’nın 6/7/946 tarih ve 4034/1261 sayılı sarih emirlerine aykırıdır.

Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…

Benzer konular