Mali’nin Altın İmparatoru Mansa Musa

İslâm dünyasının en görkemli şehirlerinden Kahire, 1324 yılının hac mevsimi yaklaşırken, oldukça kalabalık bir kafilenin kendisine eşlik ettiği sıra dışı bir misafiri ağırlıyordu. Hükmettiği topraklar bugünkü Batı Afrika’nın önemli bir bölümünü kapsayan Mali İmparatorluğu’nun muktedir hükümdarı Mansa Musa, hac yolculuğu için çıktığı yolda Kahire’de mola vermişti. Bu mola sadece dinlenmek için değildi, aynı zamanda Mansa Musa’nın sahip olduğu zenginlik ve ihtişamın da sergilenmesi amaçlanıyordu. Nitekim bu hedef tam anlamıyla tahakkuk etti:

Mali İmparatoru’nun maiyetinde kıymetli kumaşlardan parlak elbiseler giymiş 50 bin adam bulunuyordu. Topluluğun hizmetlerinin görülmesi için sefere dâhil edilen 10 bin dolayında köleye de altın ve ipekle süslü göz kamaştırıcı kıyafetler giydirilmişti. Bu muazzam kalabalığın bindiği at, katır ve develer de aynı şekilde altınlarla süslüydü. Birçok kaynakta “dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı” olarak anılan Mansa Musa, akıllara durgunluk veren servetini Mali’nin altın madenlerine borçluydu. Ülkesinin bu zenginliğini vurgulamak için binek hayvanlarının bile altına boğulmasını emretmişti. Mansa Musa’nın kortejinde, görevi yalnızca altın tozuyla dolu çuvalları taşımak olan 100 fil ve 80 deve vardı. Şahsî hizmetlerini yapan uşaklarının sayısı ise 500’e yaklaşıyordu.

Memlûk Sultanı Nâsır Muhammed, “kardeş” Mali İmparatorluğu’ndan gelen bu heyeti en güzel şekilde ağırlamak noktasında elinden geleni yaptı. Kahire halkı, Mansa Musa ve beraberindekilerin her hareketini yakından izleyebilmek için haftalar boyu neredeyse evlerine hiç girmedi. Yaz sıcaklarına rağmen gündüzleri de eğlence bitmiyordu. Hiçbir yönden kendilerine benzemeyen bu insanlarla aralarındaki tek ortak nokta, İslâm diniydi. Mansa Musa’nın da zaten amacı, kendi imparatorluğunun daha doğusunda yaşayan Müslümanlara, Afrika’nın ihtişamını göstermek ve hatırlatmaktı. Dönem kaynaklarında aktarılanlara bakılırsa, bunu fazlasıyla başarmıştı.

Birkaç hafta Kahire’de dinlenen Mansa Musa ve heyeti, daha sonra Hicaz’a hareket etti. Medine ve Mekke’de dinî vazifelerin yerine getirilmesinin akabinde, Malililer yeniden ülkelerine döndüler. Nesiller boyu anlatılacak bir efsaneye dönüşen bu hac ziyareti, 1326’da sona erdiğinde, Mansa Musa arkasında unutulmaz bir isim ve yüzlerce cami bırakmıştı. Mali’nin Timbuktu şehrinde başlayıp Kahire üzerinden Medine ve Mekke’ye uzanan yaklaşık 7 bin 500 kilometrelik uzun rota boyunca, Mansa Musa hem fakirlere sürekli altın dağıtmış, hem de her cuma günü bir başka şehirde cami temeli atmıştı. Gittiği yolu, ülkesine dönmek için yeniden kat ederken, bu camilerin çoğu yapılıp bitmiş, içinde Müslümanlar ibadete başlamıştı.

Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…

Benzer konular