Enver, Resneli Niyazi ve Eyüp Sabri beylerin emirlerindeki askerî birlikler ve bunlara katılan sivil gönüllülerle 10 Temmuz 1908’de Balkan dağlarına çıkarak Sultan II. Abdülhamid’e Meşrutiyet’i yeniden ilan ettirmek üzere başlattıkları isyan “1908 Jön Türk İhtilali” olarak geçer tarihe. Sultan’ın aldığı askerî tedbirlerle isyanı bastıramaması üzerine Meşrutiyet, onun tarafından yayınlanan bir bildiriyle 24 Temmuz 1908’de ilan edilmiştir. II. Meşrutiyetin ilan edildiği günlerde, Jön Türkler (daha ziyade İngiliz taraftarı olan sivil unsurları) bu ilana İngilizlerin desteğiyle ulaşıldığı zannı ve Meşrutiyet’le yönetilen İngilizlerin bu yönetimine hayranlık duymaları sonucu olacak ki, İngiltere’den atanarak İstanbul’a 31 Temmuz 1908’de gelen İngiliz büyükelçisi Gerard Lowther’in arabasının atlarını Sirkeci garında sökmüş, Galata’nın sarp sokaklarından geçerek İngiliz büyükelçiliğinin Cadde-i Kebir (bugünkü İstiklal Caddesi) üzerindeki binasına (bugün İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu olarak kullanılıyor) kadar kendileri çekmişti.1 Arabayı çeken Jön Türkler’in arasında bulunan Ahmet İhsan (Tokgöz) hatıralarında şunları yazar:
“1908 Temmuz’unun 23. günü İstanbul’da bulunmayan İngiliz sefiri Lowther şehrimize döndüğü zaman Sirkeci istasyonunu baştanbaşa doldurmuştuk. Büyükelçiyi candan ve gönülden alkışlıyorduk. Nihayet coşkun gençler, büyükelçinin arabasını çeken atları söküp arabayı kendi kollarıyla çekmişlerdi. Bu fıkrayı yazmaktan maksadım, Meşrutiyet’in ilanına kadar Türk aydınlarının siyasî meylini ve düşüncesini göstermek içindir.”
Hiç beklemediği bu olay karşısında İngiliz büyükelçisi neye uğradığını şaşırmış, aynı gün Londra’ya çektiği telgrafta, arabasını çeken Jön Türkler’i, “Politik tecrübeden yoksun, aralarında birlik bulunmayan iyi niyetli çocuklar topluluğu” diye tasvir etmişti.