Bir Tatlı Huzur Almaya Geldik Bu Sergiden

“Uzun ince bir yoldayım”, “Deniz üstü köpürür”, “İşte gidiyorum çeşmi siyahım”, “Çarşambayı sel aldı”, “Gönül ferman dinlemiyor” ve daha nicesi… Efkârlı gönüllerden süzülüp billur dillere emanet edilen nice hikâye demlenir bu dizelerde. Kiminde dinmek bilmeyen evlat ateşinin közleri yeniden alevlenirken; kiminde ana-baba hasreti, vuslat günü yahut aşkın tarifsiz ıstırabı dile gelir. Kendini arayanın da, bulduğunu zannedenin de çaldığı kapıdır saz ve söz…

Türk müziği Orta Asya’dan bu yana gelişip olgunlaşmış, Selçuklu ve Osmanlı döneminde karakteristik bir hüviyete kavuşmuştur. Türkler yaşadıkları çevre ve kültürün etkisiyle müzik altyapılarını tesis etmişler; şehir ve saray çevresinde “beste, semai, şarkı”; köylerde “türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası”; sınır boylarında “serhat türküsü”; kışlalarda ise “mehter müziği” gelişip yaygınlaşmıştır.

Nesilden nesile aktarılan, eskimeyen, yeni ile değiştirilemeyen ve her daim yerini muhafaza eden müzik eserleri, bu eserleri üreten sanatçılarımıza ait şahsi eşya ve müzik aletleri, bu ay Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde açılan Saz ve Söz Türk Müziği Tarihi sergisi ile Türk halkının huzuruna çıktı. Aralanan bu kapıdan yayılan manevi huzme gönül tellerimizi titretiyor, müziğin evrensel dili ile hafızamızın kilitlerini açıyor.

Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan ve ebediyete intikal etmiş olan müzisyenlerle sınırlı tutulan sergide birçok elyazması musiki kitabı, yüzyıllar öncesinden kalan çalgılar, eski ve orijinal notalar, ünlü bestecilerin enstrümanları ve üstatlara ait şahsi eşyalara yer verilmiş.

Âşık Veysel’den Âşık Mahzuni Şerif’e, Neşet Ertaş’tan Alaaddin Yavaşça’ya, Kani Karaca’dan Bekir Sıdkı Sezgin ve daha pek çok değerli sanatkâr adına hazırlanmış alanlarda seyir zevkine ulaşırken kulaklarımızın pasını silen eserler bir bir hatırımızdan geçiyor. Her birimizin kalbine, zihnine kazınmış eserleriyle Cem Karaca, Zeki Müren, Kayahan, Melih Kibar gibi değerli isimlere ait eşyalar, Müslüm Gürses’in meşhur beyaz takım elbisesi, Barış Manço’nun sihirli parmaklarında can bulan piyanosu da ziyaretçileri bekleyen sürprizler arasında.

Türk Tasavvuf Müziği, Türk Çok Sesli Klasik Müzik, Türk Askeri Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Klasik Müziği, Türk Popüler Müziği kategorilerinden oluşan sergiyi Ankara Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde 16 Ağustos’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

Ne diyordu Âşık Veysel, “Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın”. Dost bildiklerimizi her dem hatırlamak, adlarını bir hoş sedâ ile yâd etmek dileğiyle…

Devamı Derin Tarih Haziran Sayısında…

 

Benzer konular