Savrulan Milliyetçilik Nasıl Rayına Oturur?

“Milliyetçilik” kadar kullanışlı kavram az bulunur. Her grup kendi amacı doğrultusunda milliyetçiliği kullanabiliyor; kendi haklılığını milliyetçilik üzerinden savunabiliyor. Bu da birbirinden farklı milliyetçiliklerle mümkün oluyor. Ülkemizde beş milliyetçilik kategorisinden bahsedilebilir. 1) Resmî ideoloji milliyetçiliği, 2) aralarında geçişkenliğin mümkün olduğu, Sultangaliyevcilik, üçüncü dünya solculuğu gibi türleriyle ulusal sol milliyetçiliği, 3) liberal milliyetçilik, 4) etnisist milliyetçilik, 5) Bu topraklarda ana damar olan ve zannediyorum Türkiye’nin çoğunluğunun o veya bu şekilde benimsediği bir muhafazakâr/mukaddesatçı milliyetçilik anlayışı. Muhafazakâr ve mukaddesatçı milliyetçilik anlayışının da kendi içinde alt türleri vardır. Bu türleri birbirinden farklı kılan en önemli ölçü, İslamın hangi konumda yer aldığıdır. Yani “İslam bizim değerlerimizden bir tanesidir” diye düşünen ve bu kümenin içinde yer alan bir milliyetçilik anlayışından söz edebiliriz. “İslam bizim değerlerimizden bir tanesidir ama eşitler arasında birincidir” diye bakan bir kitleden de söz edebiliriz. Bir de “İslam bizim sebeb-i hayatımızdır, varoluş sebebimizdir ve geri kalan tüm değerlerimiz, her şeyimiz ve dahi milliyetçiliğimiz İslamiyet’e hizmet etmek için vardır” diyen başka bir anlayıştan bahsedebiliriz ki şahsî tercihim budur. Bu kıvamı 1908 senesinde baş yazarlığını Mehmet Âkif’in yaptığı ve kimi çevrelerce “İslamcı mısınız, Türkçü müsünüz, bir karar verin!” diyerek eleştirilen bir dergi olan Sırat-ı Müstakim’de görürüz. Burada Mehmet Âkif’le birlikte en başta Eşref Edip, sonra Muhammed Abduh, Abdülaziz Çaviş, Bereketzade İsmail Hakkı, Babanzade Ahmet Naim, Ferit Kam, Mehmet Fahrettin, İzmirli İsmail Hakkı, Tahirül Mevlevi, Osman Yüksel Serdengeçti’nin dayısı (ileride Diyanet İşleri Başkanlığı yapacak) Aksekili Ahmet Hamdi, M. Şemseddin, Manastırlı İsmail Hakkı, Bursalı Mehmet Tahir, meşhur Türk milliyetçisi Yusuf Akçura, sonraları çizgisi epey değişen Türkçü Ahmet Ağaoğlu gibi yazarlar vardır.

Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında… 

Benzer konular