Kuruluş devrinde Osmanlılar, ihtiyaç duydukları bilgi ve tecrübeyi İslâm dünyasının diğer memleketlerinden gelen yetişmiş kişilerle karşılıyorlardı. Tebriz, Semerkand, Şam ve Kahire medreselerinden âlim ve hekimler, Merâğa’dan musikişinaslar, Semerkand’dan nakkaşlar geldiği gibi Acem ülkesinden de şairler Osmanlı mülküne duhûl etmişlerdi. Acem şairlerine gösterilen bu teveccüh, aslen Tokatlı olan Leâlî gibi ikbalperestlerin kendilerini Acem şairi olarak takdim edip saraya kabul edilmelerine de kapı aralamıştı.
Devamı Derin Tarih Ağustos Sayısında…