Tarihin Evine Dönüşü

Beş yıl evvel çıkan ilk sayımızın bu sayfasında “Bir mendil niye kanar?” yazılıydı ve niyetimizin kanayan derdimize tercüman olmaktan ibaret olduğunu beyan etmiştik. Bir derdimiz vardı ve bu dert, en çok da tarih alanına otağını kurmuştu. Onu tedavi etmek istiyorduk.

Ve 5 yıl sonunda ne kadar tabu varsa hepsi yıkılsın, saklı hakikatler kuşlar gibi özgürlüklerine kavuşsun. Sahte kahramanların yerine gerçek kahramanlar alsın.

100. yıldönümünü idrak ettiğimiz Kûtu’l-Amâre zaferimiz gerçek kahramanların hatırlanması açısından mühim bir fırsat. Rahatlıkla Çanakkale’nin yanı başına dikebileceğimiz bu ikinci zafer nedense ders kitaplarımızda bir iki cümleyle geçiştirilir. Hele Nureddin Paşa ve Halil Paşa gibi kahramanların esamisi okunmaz.

Acaba o tarihte bir İngiliz ordusunu mağlup etmiş, hadi mağlup etti diyelim, generalinden erine, topundan tüfeğine esir almış başka bir devlet var mıydı? Disipliniyle, imanıyla, kahramanlık ve fedakârlığıyla, stratejisi ve taktiğiyle ‘büyük’ sıfatını hak eden Kûtu’l-Amâre zaferimiz inşaallah bu yıldan itibaren ortak bilincimizde hak ettiği yeri alacaktır inancındayız.

Bu özel yıldönümünü bize bağışlayan kahramanlarımıza geç de olsa özel bir dosya ile mukabelede bulunmanın ferahlığı içinde Edward Erickson’dan Şükrü Hanioğlu’na kadar uzanan renkli bir tayfta güçlü inceleme ve analizleri ilginize takdim ediyoruz. İnanıyoruz ki, tarih bir gün mutlaka kendi yüzüyle bu ülkeye dönecek ve kendi sesiyle konuşmaya başlayacaktır. O zamana kadar malzeme yığınağı yapmakla iştigal edeceğiz.

Mayıs ayında yine buluşmak üzere, hayırla kalınız efendim.

Mustafa Armağan

Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Benzer konular