Veda

2012 Nisan’ında yola çıkarken bu sayfada okuduğunuz yazı “Bir mendil niye kanar?” sorusunu başının üstünde kırılmasından korktuğu bir emanet gibi taşıyordu. Bu ülkenin gövdesinde içten içe kanayan bir tarih yarası olduğunu bilmeyen yoktu ama çoğunluk böyle bir derdi yokmuş gibi yapıyor, hatta yokluğun amigoluğuna soyunan dahi çıkıyordu.

Lakin biz onlar gibi olmamalıydık.

Müslümanca bir ferasetle delerek bakmalıydık tarihe.

İslam’a ve Osmanlı’ya oynanan “büyük oyuna” karşı ikaz etmeliydik okuru.

Sahte kahramanları deşifre etmeli, meydanı hakiki yiğitlere açmalıydık.

Bize rehber olarak sunulan Batı’nın maskesini indirmeli, altındaki çirkin yüzü gösterebilmeliydik.

Ve tarihin kanlı mendilini mazlumların gözyaşlarıyla yıkamalıydık.

Karabekir Paşa’nın “19 Nisan 1919’da Trabzon’a çıktım” iddiasıyla yelken açtık karanlıklara.

“Ayasofya’yı rehinden kim kurtaracak?” sorusunu yönelttiğimizde kimin kurtaracağını biliyorduk aslında.

Hepimizi ülkesinde “turist” haline getiren Harf İnkılabını da sorguladık, Türkçenin barbarlıkla imtihanını da.

Hilafetin İngilizlere verilen bir hediye olduğunu yazdığımızda ilk yılımız tamamlanmıştı.

Şeyh Said çarpıtmasından Çerkes Ethem’e atılan “ihanet” iftirasına, Kutü’l-Amâre zaferinin 100. yılında ortak hafızaya tekrar taşınmasından yamyamlığın Avrupa’da hem de saraylarda yaşadığına kadar sıkmadığımız çıban kalmadı gibi. Latife Hanım’ın mektubunu yayınladığımız sayı toplatıldı. Sultan Abdülhamid’i bütün yönleriyle işlediğimiz özel sayı yok sattı. Endülüs’ten 2. Dünya Savaşı’na kadar nice ışıltılı dosyaya imza attık.

108 ay boyunca Okçular Tepesini boş bırakmadık hâsılı.

17 özel sayı, 80’e yakın ek kitapçık, duvarlarınızı süsleyen posterler, faydalı broşürler ve henüz basılmamış İngilizce dergi… Kısacası, beheri 500’er sayfadan 20 cilt tutacak bir ansiklopediyi emanet ettik elinize.

Ve şimdi veda zamanı.

Derin Tarih artık bensiz devam edecek yoluna.

2011 Mart’ında bir fikir olarak doğmuştu, bugün o bir marka… Ve markanın en kıdemli satırında ona ilk sayıdan itibaren sahip çıkan değerli okurlarımızın ismi yazılı. Size ve bu güzel esere emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

Rüzgârlarıyla yine perdeleri aralayacak sayfalarda buluşmak ümidiyle hayırla kalınız efendim.

Benzer konular