Erken Cumhuriyet idaresinin 1924 sonrasında benimsediği yeni dinî söylem, Osmanlı son devir fikriyatıyla önemli benzerlikler taşımaktaydı. Devletin gayesi, dinî alanı tamamen tasfiye etmek yerine Cumhuriyet ideolojisinin politikalarıyla uyumlu, tek-tip bir dinî anlayışı halk nezdinde de kabul ettirmekti. Bu amaç doğrultusunda ilköğretim din dersi kitaplarının içeriği değiştirilerek, resmî dinî söylemin eğitim aracılığıyla benimsetilmesi arzulandı. Aynı şekilde, Cuma hutbeleri ve sair zamanlarda camilerde verilen vaazlar da devletin halka ulaşma araçlarından biri olarak görüldü. Vaazlar vasıtasıyla devlete itaat, dinî bir mefhum olan ulu’l-emre itaat üzerinden tembihlendi.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…