Tokadîzâde Şekib

İbnülemin Mahmud Kemal İnal hakkında Yahya Kemal Beyatlı ve Süleyman Nazif’in birlikte söyledikleri iki mısra vardır ki, üstadın şahsiyetini ve karakterini yansıtması bakımından son derece ilgi çekicidir. Eserleriyle, üslubuyla, kıyafetiyle, kuvvetli hafızasıyla, hicivleriyle emsallerine göre çok değişik özellikler arz eden ve nevi şahsına münhasır bir hayat yaşayan bu ünlü bilginimizi tarif eden iki mısra şöyledir:

Hezâr gıpta o devr-i kadîm efendisine

Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine

Hal ve hareketleriyle, kaleme aldığı eserleriyle kimseye benzemeyen, tamamen ayrı bir dünyanın insanı olarak yaşayıp fani ömrünü sona erdiren nadir, hatta ender şahsiyetlerden biri de Tokadîzâde Şekib Bey’dir. Bugün birçok edebiyatçımızın bile meçhulü olan, oysa bir zamanlar kaleme aldığı birbirinden güzel şiirleriyle büyük bir şöhret kazanan Tokadîzâde Şekib, toplum hayatına bir türlü intibak edemeyen, duygusal yönü son derece ağır basan ilginç bir şahsiyet idi.

Bu muzdarip ve müntehir şair hakkında en derli toplu kitabı, yakın arkadaşı Hüseyin Avni Bey yayımladı. Biz de 1933 yılında İzmir’de neşredilen bu biyografiyi esas almak suretiyle hayatı ibret tablolarıyla dolu bu zatı siz değerli okuyucularımıza tanıtmaya çalışalım.

Tokadîzâde Şekib Bey, şuarâdan ve Osmanlı Bankası’nın seçkin memurlarından Tokadîzâde Mehmet Bey’in oğludur. Annesinin adı Rabia’dır. 12 Haziran 1871’de İzmir’in Tilkilik Mahallesi’nde Kantarağa Sokağı’ndaki evde dünyaya geldi. Orta öğrenimini tamamladıktan sonra tanınmış birkaç muallimden ders aldı. Ezcümle İzmir Müftüsü Mehmet Said Efendi, Şeyhzâde Ali Haydar, Leblebici Tevfik Efendi, Kıbrıslı Kâmil Efendi gibi zatlardan Arapça ve Farsça öğrendi. Mehmet Said Efendi kendisine meani, bedi ve beyan dersleri verdi. İranlı büyük âlim ve şair Molla Câmî’nin divanını okuttu. Bir Hıristiyan öğretmenden de felsefe ve kimya dersleri aldı. Büyük babasının dedesi aslen Tokatlıdır. Bundan dolayı yazılarında ve şiirlerinde “Tokadî” mahlasını kullandı. İzmir eşrafından Yahya Hayatî Paşa’nın büyük kızı Gülfem Hanım’la evlendi. Şiirlerini İstanbul’da ve İzmir’de çıkan gazetelerde, özellikle Servet-i Fünûn, Mahfil ve İçtihat gibi yayın organlarında neşretti. İzmir’de Şule-i Edeb ve Zılal isimleriyle iki edebiyat dergisi çıkardı.

Devamı Derin Tarih Temmuz Sayısında…

Benzer konular