Türkiye Selçukluları Sultanı I. Kılıç Arslan’ın Hazin Sonu

Sultan I. Kılıç Arslan, Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmış oğlu Süleymanşah’ın oğlu ve ikinci sultanıdır (arada vekil hükümdarlar Ebu’l-Kasım ile Ebu’l-Gazi de var). Babasının 1086 yılında Büyük Selçuklulara karşı giriştiği mücadelede esir düşen Kılıç Arslan, 1092 yılı sonlarında hapsedildiği İsfahan şehrinden kurtularak kardeşi Kulan Arslan ile birlikte Anadolu’ya gelir ve İznik’te tahta çıkarak ülke yönetimini ele geçirir. Anadolu’da birliği sağlamak için bazı başarılı mücadeleleri olmuş, Bizans Devleti’ni idare eder bir tutum sergilemek suretiyle kayınpederi Çaka Bey’i ortadan kaldırmış, Orta Anadolu’da güçlü bir beylik kuran Dânişmend Gazi ile ittifak kurarak Haçlılara karşı başarıyla mücadele etmiştir.

1. Haçlı seferinde çok güçlü ve donanımlı olan bu ordular karşısında duramayıp geri çekilir ve onları vur-kaç taktiğiyle yıpratmayı tercih eder. Bu sırada Haçlıların öncüleri sayılan Piyer Lermit ordusunu perişan etmiş, ayrıca müttefiki Dânişmend Gazi ile beraber 1101 yılında üç Haçlı ordusunu imha ederek Anadolu’nun vatan olarak kalmasını sağlamıştır. Haçlı seferleri yüzünden onun döneminde Türkiye Selçuklu Devleti’nin başkenti Konya’ya nakledilir ve burası devletin yıkılışına kadar Selçuklu başkenti olma özelliğini korur. Haçlı tehlikesi sona erince, Malatya’yı ele geçirmek amacıyla giriştiği hazırlıklar Dânişmend Gazi ile arasının açılmasına sebep olur. Aralarında cereyan eden savaş sonunda Dânişmend Gazi mağlup olmuş, kısa bir süre sonra da vefat etmiştir. Bu durumu fırsat bilen Sultan I. Kılıç Arslan Malatya’yı kuşatır ve şehri 1105 ya da 1106 yılında ele geçirir.

Kılıç Arslan artık Anadolu’daki en kudretli Türk hükümdarıdır. Sonunda babası Süleymanşah’ın yarım bıraktığı işi tamamlamaya niyetlenir ve belki de -Büyük Selçuklular olarak tanımladığımız- Mikâiloğulları’na hem babasının ölümünün, hem de kendisinin hapsedilmesinin hesabını sormaya karar verir. Amacı Büyük Selçuklu tahtını ele geçirmektir. Henüz gençtir, herhalde bunun son seferi olacağını tahmin edememiştir. Büyük Selçukluların egemenliği altında bulunan Musul şehrini ele geçirerek ilk adımı atmış olur. Sultan bu şehre gelmeden önce Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar Musul’daki mevcut valisi Emîr Çökürmüş’ü görevden alıp yerine Emîr Çavlı Sakavu’yu tayin etmiştir. Ancak eski vali görevi bırakmak ve şehri teslim etmek istemeyince yeni vali ile çarpışır ve sonuçta mağlup olur.

Öte yandan eski vali Çökürmüş’ün adamları Büyük Selçuklulara teslim olmak istemezler ve şehri kendisine teslim edeceklerini söyleyerek Türkiye Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan’ı Musul’a davet ederler. İşte Sultan I. Kılıç Arslan’ın ölümüyle sonuçlanacak sefer böyle başlamıştır. Musul’u ele geçirince Büyük Selçukluların yeni valisi ile çarpışmaya girmesi kaçınılmazdır.

Kılıç Arslan, Çavlı ile savaşmak için Musul’dan ayrılmadan önce şehirde bir düzenleme yapar. Şehrin idaresini, yanında bulunan oğullarından Melikşah (Şahinşah)’a bırakır ve oğluna önde gelen emîrlerinden Bozmuş’u atabeg tayin eder. Eşi Ayşe Hatun ile ondan doğma küçük oğlu Tuğrul Arslan’ı da şehirde bırakmıştır. Bundan sonra Sultan Kılıç Arslan yanında Diyarbakır (Âmid) beyi Yinal oğlu İbrahim, Harput beyi Çubuk oğlu Muhammed olduğu halde Çavlı ve müttefiklerine karşı savaşmak üzere harekete geçecektir.

Devamı Derin Tarih Şubat Sayısında… 

Benzer konular